DÖRDÜNCÜ KISIM
Deniz kıyısında bir liman şehri... Şehrin ücra kesimlerinde birkaç gecekondu... Sokakta bir kız bir de erkek çocuğu oyun oynuyor. Bir kadın -muhtemelen anneleri- evin içinden sesleniyor: ''Çocuklar gelin, yemek hazır!'' İkili birbirine bakıyor aynı anda; ''Beş dakika daha...'' diyerek kahkahalarla sokakta oyuna devam ediyor.
Sokağın başında bir adam... Uzun, ipek gibi saçları gözlerinin önüne düşmüş, başı öne eğik... Küçük adımlarla eve doğru ilerliyor. O da ne! Saçlarının bir sır gibi gizlediği gözlerinin derininde kızıl bir parıltı! Sadece ilerliyor. Çocuklar onu görür görmez ona doğru koşuyor. ''Hoş geldin baba!'' Adamdan hiç ses çıkmıyor. Sadece karanlık bir gülümseme... Çocuklar oyuna devam ediyor.
Adam evin kapısından girer girmez sarılıyor ona kadın: ''Hoşgeldin, tatlım!'' Adamda en ufak bir tepki bile yok. Mutfağa ilerliyor. Kadın da ''Seni çok özledim, tatlım, neyin var?'' diyerek onu takip ediyor. Adam mutfağa varmış bile. Arkası dönük. Kadın ona doğru bir adım atıyor; daha adımı atar atmaz pişmanlığı derinde kalbinde hissediyor. Adam insanüstü bir hızla dönerek tek hamleyle elindeki bıçağı kadının kalbine saplıyor: ''Ben de seni çok özledim, tatlım!''
Karalı adam kayalıklardan indiğinde zihninde az önce belirip kaybolan imgelerden dolayı donup kaldı. Bunu yapmış olamam! Ve o an kumsalda dikilmiş ona bakan iblisle ilk kez göz göze geldi. İblisin gözleri kor gibi parıldadı bir anda. ''Ölmen gerekiyordu hepsi bu'' diye karanlık bir düşünce sardı adamın zihnini. Tüyler ürpertici bir soğukkanlılıkla gülümseyerek iblise doğru ilerledi.
BloXoo
30 Temmuz 2011 Cumartesi
28 Temmuz 2011 Perşembe
KARALI ADAM -3-
ÜÇÜNCÜ KISIM
Yüzünden akan damla damla terlere aldırmıyordu hiç. Tek bir hedefi vardı şu an: Sırp kayalıkları geçip ''O''na ulaşmak. Bunun için her şeyi yapmaya hazırdı. Elleri kayaların keskin uçlarına sıkıca tutunmaktan yara içinde kalmıştı; ama buna değerdi. Buraya gelmeden önce yaptığı onca fedakârlığa da değerdi tabiki.
El yordamıyla bulmaya çalıştığı kayalardan biri yerinden oynadı karalı adam bunları düşünürken. Farkına varamadı adam, sıkıca tutunup kendini yukarı, bir sonraki kayaya attı. Neyse ki kıl payı atlatmıştı büyük bir tehlikeyi. Ya da atlatması sağlanmıştı. İblis kayalıkların tepesinden karanlık bir gülümsemeyle fısıldadı: ''Henüz değil.''
Karalı adam son kayayı da büyük bir hızla tırmanırken iblis çoktan kaybolmuştu bile. Gecenin gizlediği koyu lekelerle dolu pantolonu ve gömleği kayalar takılıp yırtılmıştı. Fakat adam bunu da önemsemedi tek hedefi dışında hiçbir şeyi önemsemediği gibi.
Zirveye vardığında ne göreceğini hiç bilmiyordu; ama bu kadar şaşırabileceğini de tahmin etmemişti. Tepenin diğer ucu tamamen aydınlık ve gün ortasıydı. Güneş kendini gösteriyordu gökte. Ve en garibi de neresi olduğuydu. Az önce gecenin karanlığında vardığı sahil ve kayalıklardı burası. Tırmandığı sarp kayalıklar ters yönde bu sahile iniyordu. ''Hayal görüyor olmalıyım'' diye düşündü. Arkasına dönüp az önce geldiği yöne baktı. Orası ise hala geceydi ve aynı sahildi. Şimdi de göğün tam tepesine dikti gözlerini. Gece ve gündüz aynı gökte, birbirinden simetrik bir çizgi ile ayrılmış idiler. Karalı adamın tam üstünde ayrılıyordu ''zaman'' ve belki de ''mekan''.
Aydınlık taraftan gelen güneş ışığı aydınlattı adamın giysilerindeki çamur benzeri karartıyı. Çamur değildi bu! Düpedüz kan izleri vardı üstünde! Yaralı mıyım diye düşündü karalı adam; ama ellerindeki çizikler dışında sapasağlamdı. Peki bu kimin kanıydı? Düşünmesine fırsat vermeden seslendi ona aydınlık sahile varmış onu bekleyen iblis: ''Bana gel..!'' Tüm düşünceleri bir anda yok olan karalı adam aynı tutku ile aydınlık dünyaya inmek üzere kayalıklara yöneldi.
Yüzünden akan damla damla terlere aldırmıyordu hiç. Tek bir hedefi vardı şu an: Sırp kayalıkları geçip ''O''na ulaşmak. Bunun için her şeyi yapmaya hazırdı. Elleri kayaların keskin uçlarına sıkıca tutunmaktan yara içinde kalmıştı; ama buna değerdi. Buraya gelmeden önce yaptığı onca fedakârlığa da değerdi tabiki.
El yordamıyla bulmaya çalıştığı kayalardan biri yerinden oynadı karalı adam bunları düşünürken. Farkına varamadı adam, sıkıca tutunup kendini yukarı, bir sonraki kayaya attı. Neyse ki kıl payı atlatmıştı büyük bir tehlikeyi. Ya da atlatması sağlanmıştı. İblis kayalıkların tepesinden karanlık bir gülümsemeyle fısıldadı: ''Henüz değil.''
Karalı adam son kayayı da büyük bir hızla tırmanırken iblis çoktan kaybolmuştu bile. Gecenin gizlediği koyu lekelerle dolu pantolonu ve gömleği kayalar takılıp yırtılmıştı. Fakat adam bunu da önemsemedi tek hedefi dışında hiçbir şeyi önemsemediği gibi.
Zirveye vardığında ne göreceğini hiç bilmiyordu; ama bu kadar şaşırabileceğini de tahmin etmemişti. Tepenin diğer ucu tamamen aydınlık ve gün ortasıydı. Güneş kendini gösteriyordu gökte. Ve en garibi de neresi olduğuydu. Az önce gecenin karanlığında vardığı sahil ve kayalıklardı burası. Tırmandığı sarp kayalıklar ters yönde bu sahile iniyordu. ''Hayal görüyor olmalıyım'' diye düşündü. Arkasına dönüp az önce geldiği yöne baktı. Orası ise hala geceydi ve aynı sahildi. Şimdi de göğün tam tepesine dikti gözlerini. Gece ve gündüz aynı gökte, birbirinden simetrik bir çizgi ile ayrılmış idiler. Karalı adamın tam üstünde ayrılıyordu ''zaman'' ve belki de ''mekan''.
Aydınlık taraftan gelen güneş ışığı aydınlattı adamın giysilerindeki çamur benzeri karartıyı. Çamur değildi bu! Düpedüz kan izleri vardı üstünde! Yaralı mıyım diye düşündü karalı adam; ama ellerindeki çizikler dışında sapasağlamdı. Peki bu kimin kanıydı? Düşünmesine fırsat vermeden seslendi ona aydınlık sahile varmış onu bekleyen iblis: ''Bana gel..!'' Tüm düşünceleri bir anda yok olan karalı adam aynı tutku ile aydınlık dünyaya inmek üzere kayalıklara yöneldi.
24 Temmuz 2011 Pazar
KARALI ADAM -2-
İKİNCİ KISIM
Salın üstünde, adamın hemen baktığı noktada minik bir kıpırtı... ''Gel..!'' dedi bir ses karanlığı bir bıçak gibi keserek: ''Bana gel..!'' Karalı adam daha sıkı asıldı küreklere. Karanlıkta onu çağıran sese doğru iflah olmaz bir tutkuyla ilerliyordu. Tekrar kıpırdadı adamın karşısındaki karanlık varlık. Bir iblis olmalıydı bu! Tabi ya! Ta baştan beri onu gizemiyle büyülemiş ve karanlık sulara sürüklemişti. Fakat karalı adam hiçbir şeyden habersiz ilerliyordu derin sularda. Uzun bir süre daha kürek çekti.
Saatler sonra karaya vardı karalı adam. Çok farklıydı vardığı yer. Bir liman şehrini terk edip ıssız, sarp kayalıklarla dolu bir sahile varmıştı. Salını kumsalda terk edip kayalığa doğru yürümeye başladı. İblis kayalıkların tepesine varmıştı bile. ''Gel..!'' diye bağırdı iblis, sesi defalarca yankılandı bu karanlık gecede. ''Geliyorum'' diye düşündü karalı adam ve kayalıklara tırmanmaya başladı. Aklı selim hiçbir insanın tırmanmaya çalışamayacağı kayalıklardı bunlar. Oysa adam hala gülümsüyordu sesin geldiği yöne bakarak. Sevdiği insana varmaya çalışan bir aşık edasıyla, azimle tırmanmayı sürdürdü.
Salın üstünde, adamın hemen baktığı noktada minik bir kıpırtı... ''Gel..!'' dedi bir ses karanlığı bir bıçak gibi keserek: ''Bana gel..!'' Karalı adam daha sıkı asıldı küreklere. Karanlıkta onu çağıran sese doğru iflah olmaz bir tutkuyla ilerliyordu. Tekrar kıpırdadı adamın karşısındaki karanlık varlık. Bir iblis olmalıydı bu! Tabi ya! Ta baştan beri onu gizemiyle büyülemiş ve karanlık sulara sürüklemişti. Fakat karalı adam hiçbir şeyden habersiz ilerliyordu derin sularda. Uzun bir süre daha kürek çekti.
Saatler sonra karaya vardı karalı adam. Çok farklıydı vardığı yer. Bir liman şehrini terk edip ıssız, sarp kayalıklarla dolu bir sahile varmıştı. Salını kumsalda terk edip kayalığa doğru yürümeye başladı. İblis kayalıkların tepesine varmıştı bile. ''Gel..!'' diye bağırdı iblis, sesi defalarca yankılandı bu karanlık gecede. ''Geliyorum'' diye düşündü karalı adam ve kayalıklara tırmanmaya başladı. Aklı selim hiçbir insanın tırmanmaya çalışamayacağı kayalıklardı bunlar. Oysa adam hala gülümsüyordu sesin geldiği yöne bakarak. Sevdiği insana varmaya çalışan bir aşık edasıyla, azimle tırmanmayı sürdürdü.
23 Temmuz 2011 Cumartesi
KARALI ADAM -1-
BİRİNCİ KISIM
Kapkaranlık bir gece... Ne ay ne yıldızlar başarabiliyor bu karanlığı delmeyi. Deniz sakin. Güçsüz rüzgarlar ise dalgalar oluşturmaktan aciz. Minik bir sal, salın içinde karalı bir adam... Çamur mu üstündeki? Hayır, hayır değil. Başka bir şey bu. Nedir acaba, kim bilir? Tek bildiğim karalı bir adam... Gülümsüyor ufka dikmiş gözlerini. Bu karanlıkta görebiliyor mu acaba, yoksa sadece öylece önüne mi bakıyor? Limandan çok mu uzaklaştı? Ya da umrunda mı? Sadece gülümsüyor. Gülümsemesinde bir gariplik, bir sır var. Hafifçe kürek çekiyor nereye gittiğini biliyormuş gibi. Oysa bilemez! Her yer karanlık, görüyor olamaz!
Not: Okuyan var mı bilmiyorum; ama şunu belirteyim ki hayal gücümün birden oluşturduğu minik bir öykünün başlangıcı bu. Sadece zihnimde öyle net canlandı ki paylaşmak istedim. Hiçbir anlamı olmayabilir, hiçbir sona varmayabilir; yine de yazmak istiyorum. Çok kısa bir başlangıç oldu; ama olsun.
Kapkaranlık bir gece... Ne ay ne yıldızlar başarabiliyor bu karanlığı delmeyi. Deniz sakin. Güçsüz rüzgarlar ise dalgalar oluşturmaktan aciz. Minik bir sal, salın içinde karalı bir adam... Çamur mu üstündeki? Hayır, hayır değil. Başka bir şey bu. Nedir acaba, kim bilir? Tek bildiğim karalı bir adam... Gülümsüyor ufka dikmiş gözlerini. Bu karanlıkta görebiliyor mu acaba, yoksa sadece öylece önüne mi bakıyor? Limandan çok mu uzaklaştı? Ya da umrunda mı? Sadece gülümsüyor. Gülümsemesinde bir gariplik, bir sır var. Hafifçe kürek çekiyor nereye gittiğini biliyormuş gibi. Oysa bilemez! Her yer karanlık, görüyor olamaz!
Not: Okuyan var mı bilmiyorum; ama şunu belirteyim ki hayal gücümün birden oluşturduğu minik bir öykünün başlangıcı bu. Sadece zihnimde öyle net canlandı ki paylaşmak istedim. Hiçbir anlamı olmayabilir, hiçbir sona varmayabilir; yine de yazmak istiyorum. Çok kısa bir başlangıç oldu; ama olsun.
+18 Dizisi ve Can Bonomo
Sadece birkaç bölümü yayınlandı dizinin. Sonra ne oldu, nereye kayboldu diye sorsam da hiç araştırmadım. Muhtemelen diziyi bitirmişlerdir dedim. Kaliteli bir dizi oldu mu hep böyle olmuyor mu ki? Misal; Sınıf dizisi de izlemeye değerdi. Daha tadına varamadan onu da kaldırdılar.
Neyse konumuza dönelim. Şu +18 dizisinde bir karakter vardı: Can. Cidden çok sempatik adamdı bea :D Çok gülüyordum tavırlarına, sözlerine, mimiklerine vs. Diziyi de sırf onun için izliyordum dersem yeridir (dizinin kalitesi Can'da). İşte yayından kaldırılınca dizi doğal olarak unuttum ben de bu karakteri. Dün müzik dinliyordum internet üzerinden. Bir de baktım bizim Can şarkı söylüyor :) Can Bonomo - Şaşkın, Bana Bir Saz Verin falan hepsini dinledim. Dizi bitmiş olsa da kliplerdeki Can aynı dizideki Can. Sanırım adamın karakteri böyle. Dinlemenizi tavsiye ederim. Dinleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız.
http://www.dailymotion.com/video/xgs992_can-bonomo-yaykyn_music
Neyse konumuza dönelim. Şu +18 dizisinde bir karakter vardı: Can. Cidden çok sempatik adamdı bea :D Çok gülüyordum tavırlarına, sözlerine, mimiklerine vs. Diziyi de sırf onun için izliyordum dersem yeridir (dizinin kalitesi Can'da). İşte yayından kaldırılınca dizi doğal olarak unuttum ben de bu karakteri. Dün müzik dinliyordum internet üzerinden. Bir de baktım bizim Can şarkı söylüyor :) Can Bonomo - Şaşkın, Bana Bir Saz Verin falan hepsini dinledim. Dizi bitmiş olsa da kliplerdeki Can aynı dizideki Can. Sanırım adamın karakteri böyle. Dinlemenizi tavsiye ederim. Dinleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız.
http://www.dailymotion.com/video/xgs992_can-bonomo-yaykyn_music
22 Temmuz 2011 Cuma
Melis Danişmend - Derinde Bir Şey var
Merhaba. Bugün gerçekten dinlemeye değer bir şarkıya rastladım. Daha ilk blogumda ne yayınlasam diye düşünüyordum zaten. Sanırım en iyisi bu şarkının sözlerini paylaşmak olacak. Gerçi henüz blogum yeni olduğu için hiç takipçim yok :) Bu yüzden beğenen olmayacaktır sanırım. Ama olur da denk gelen olursa şarkıda en sevdiği kısmı bi not olarak düşerse sevinirim :) PAYLAŞMAK GÜZELDİR...
Başka, başka
Senin için üzüntüm herkesten ve her şeyden fazla
İyiyim diyorum soran olursa
Kimseler bilmesin evimde ağladığımı
Arkandan
Her gün kalktım yataktan ilk duayla
Bu defa duracağım sapasağlam ayakta
Hava açık ve her şey normal
Ama gözlerimde durulmuyor sular
Ama…
Rüyalarım aylarımı çürüttü
Her yerde kaçsam da senden kurtuluş yok
Derin bir uykuda
İyiyim diyorum
Sadece uykum var
Uyuyunca geçip gider
Gitmiyor ne orda ne burada
Her gün kalktım yataktan bir duayla
Bu defa duracağım sapasağlam ayakta
Hava açık ve her şey normal
Ama gözlerimde durulmuyor sularderinde
Başka, başka
Senin için üzüntüm herkesten ve her şeyden fazla
İyiyim diyorum soran olursa
Kimseler bilmesin evimde ağladığımı
Arkandan
Her gün kalktım yataktan ilk duayla
Bu defa duracağım sapasağlam ayakta
Hava açık ve her şey normal
Ama gözlerimde durulmuyor sular
Ama…
Rüyalarım aylarımı çürüttü
Her yerde kaçsam da senden kurtuluş yok
Derin bir uykuda
İyiyim diyorum
Sadece uykum var
Uyuyunca geçip gider
Gitmiyor ne orda ne burada
Her gün kalktım yataktan bir duayla
Bu defa duracağım sapasağlam ayakta
Hava açık ve her şey normal
Ama gözlerimde durulmuyor sularderinde
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)